Kişilerarası İletişim Çatışmaları Nedenleri





DİL: Dil ile yaşama, düşünme ve iletişim biçimleri arasında karşılıklı etkileşim vardır. Bir toplumdaki insanların iletişim biçimi, o toplumun dilini oluştururken, aynı zamanda o toplumun kullandığı dil de o dili kullanan insanların birbirleriyle ne şekilde iletişimde bulunacaklarını belirler. Bir başka ifade ile, her toplumun dili o toplumdaki iletişim şeklini belirler.


ROLLER: Toplum içinde belirli bir pozisyonda bulunan kişiden beklenen işe, yani davranışlara “rol” adı verilir. Toplum (veya grup) olmaksızın rol de olmaz. Toplumda tanımlanmış roller vardır ve bu rollere talip olanlardan o rolün gereğini yerine getirmeleri beklenir.

Her insan birden fazla role sahiptir. Eğer bir insan, sahip olduğu rolleri yerine ve zamanına göre kullanabilirse, o insanın ”rol uyumu” içinde bulunduğu kabul edilir. Kişi rollerini yerine ve zamanına uygun şekilde kullanamıyorsa “rol uyumsuzluğu” sözkonusudur.
Rol uyumsuzluğu iki şekilde ortaya çıkabilir; ”rol bulaşması” ve “rol katılığı”.


Rol Bulaşması: Sahip olduğumuz rollerden en az ikisini, bu rollerin kalitesini düşürecek şekilde birlikte kullandığımız durumlarda bu rollerin, birbirine bulaştığını söyleyebiliriz (Dökmen, 1994). Böyle durumlarda rollerin hakkını vermekte zorlanırız ve bir takım iletişim çatışmaları ortaya çıkabilir.

Örnek 1: Bir öğretmenin kafasındaki “öğretmen” ve “anne” rolleri arasındaki sınır belirgin değil ve birbirine karışıyor olsun. Bu durumda okulda “akılcı davranan bir öğretmen” olmak yerine “yumuşak kalpli bir anne” olup, öğrenciler sıkılmasınlar diye az şeyi öğretir, üzülmesinler diye herkesi geçirir.
Yani rol buluşması yaşayan biri, okulda “anne gibi öğretmen”, evinde ise "öğretmen gibi anne” olur.

Örnek 2: Bazen mağazadaki tezgahtarın, bir malın fiyatını söylerken “sizin için…lira” dediğine tanık olursunuz. Tezgahtar bu tavrıyla “sen öteki müşterilerden farklısın, bizim dostumuzsun” mesajı vermektedir. Tezgahtar bu davranışıyla, alıcı-satıcı ilişkisi ile dostluk ilişkisini birbirine bulaştırmaya çalışmaktadır. Böyle bir bulaşma, ilk bakışta gönül alıcı gözükse bile sonuçta müşterinin aleyhine olacaktır. Dilimizdeki, “dostluk başka, arkadaşlık başka” deyişi, sanırım farklı rollerin birbirine karıştırma tehlikesine dikkat çekmektedir.


Rol Katılığı: Eğer bir kişi, belli bir rolünü kendisine ait pek çok role bulaştırıyorsa, yani fazlaca benimsediği bir rolü, hemen her ortamda sergiliyorsa, bu durumu rol katılığı olarak adlandırabiliriz.
Yani bir öğretmenin, okulda da öğretmen, sokakta yol soran birine de öğretmen, pazarcıya nasıl konuşmasını gerektiğini anlatarak yine öğretmen, misafirlerle politika hakkında konuşurken ve hatta ev düzeninde yine öğretmen gibi davranması durumunu örnek verebiliriz.

Niteliği ne olursa olsun, rol uyumsuzluğu bir beceri eksikliğidir ve rol uyumsuzluğu yaşayan kişiler, gerek kendi içlerinde, gerek toplumsal ilişkilerinde bir takım çatışmalar yaşarlar.
Çatışmaları Rol uyumsuzluğundan ayrı olarak kişiler, rollerin niteliğinden kaynaklanan çatışmalar da yaşayabilirler. Bu çatışmaları, “kişilerin rollerle çatışması” ve “kişilerin rollerden ötürü birbirleriyle çatışması” şeklinde iki ana sınıfa ayırmak mümkündür.

Kişi-Rol Çatışması: Belli bir rolü (veya rolleri) üstlenmesi beklenen kişi ile bu rol (veya roller) arasındaki uyuşmazlık üç grupta değerlendirilebilir.

1. Yetenek ve ilgilerine uygun olmayan bir rolü üstlenmek zorunda kalan kişi ile bu rol arasında uyumsuzluk ortaya çıkar. Kişinin yaşadığı bu uyumsuzluk zamanla sosyal çevre ile uyumsuzluğu da beraberinde getirir.

2. Bir kişinin sahip olduğu roller arasında çatışma varsa, bunu algılayan kişide iç çatışma ortaya çıkabilir. Bu çatışma da giderek kişilerarası çatışmalara sebep olur.

3. Benlik, kişinin kendisine ilişkin algılarının tutarlı bir bütünlük oluşturması ile ortaya çıkan bir değerlendirmedir. Her insanın bir benlik kavramı vardır. İnsanların üstlendikleri roller, benlik kavramlarına uygun düşmediği takdirde kişi-rol çatışması ortaya çıkabilir.