Kişilerarası İletişim Çatışmaları Nedenleri




5) Değiştirme Gayreti, Değişime Zorlama: Bazılarımız herkesin kendisi gibi düşünmesini ister ve insanları değiştirmeye hakkı olduğuna inanır. Karşısındaki, onun kafasındakilere göre davranmadığında öfkeye kapılabilir. Birey, her zaman her şeyi değiştirebileceğini sanmakta, tersi durumda kendini engellenmiş hissederek sinirlenmektedir.
Çevreyi ve diğerlerini değiştirme gayreti içinde olanlar, bunun için kendilerinde hak iddia edenler, kendileri değişmeye direnç gösterirler. Dünyayı değiştirmeye çalışırken önce kendimizden başlamak gerektiği her zaman unutulur.
Diğerini değiştirme gayreti özellikle evliliklerde ciddi sorun yaratmaktadır. Evlilik öncesi birbirlerinde bazı kusurlar bulmalarına rağmen, evlenince ben onu nasıl olsa değiştiririm fikri, yapılan en büyük hatalardandır. Evlilik terapilerinde buna sıklıkla rastlıyoruz. Özellikle evlilik sorunlarında, bireylerin eşlerini değiştirme gayretinden biraz fedakârlık ederek, kendilerini de değişime zorlamaları hayati derecede önemlidir.



6) Aşırı Fedakârlık: Kendi isteklerini bir kenara iterek başkalarının istediği gibi davranmak, aşırı fedakâr bir yaklaşımdır. Bir gün pişman olacak düzeyde fedakârlıkta bulunmak ruhsal dengeleri bozmaya adaydır. Görünürdeki uyumluluk, büyük bir öfke birikimiyle patlama ve çatışmalara yol açabilir.

“Ne yaptımsa sana yaranamadım.”
“Senin için saçımı süpürge ettim, ama nafile.” cümlelerini bu sıkıntının dışa yansımasına örnek verebiliriz.



7) Pişmanlık Duyma, Keşkecilik: Geleceğe ilişkin kaygılarla, geçmişe ilişkin pişmanlıklar, bu günü yaşamanın önündeki en büyük engellerdir. Geçmişe takılıp kaldığımız zaman önümüzü göremeyiz.

“Keşke oraya gitmeseydim.”
“Keşke onunla konuşmasaydım.”
“Keşke onu görmeseydim.”
“Keşke zamanında çalışsaydım.”
“Keşke iki laf söyleyip ağzının payını verseydim.”
“Keşke bu mesleği değil de o mesleği yapsaydım.” tarzı düşünce yapısı büyük sıkıntı kaynağı ve çatışma sebebidir.




8) Özellikler ve Roller Arasında Ayırım Yapamamak: Bazılarımız sahip oldukları özellik ve roller arasında ayırım yapamazlar. Bu kişiler bazı özelliklerinden ya da yanlış yaptıkları bir şeyden dolayı eleştirildiklerinde kendilerini toptan kötü algılarlar.
O günkü saç modeli beğenilmeyen genç kızın kendini çirkin hissetmesi, işinde yaptığı bazı hatalardan dolayı uyarılan bir çalışanın kendini işe yaramaz biri olarak algılaması, o gün yemeğin tuzunu fazla kaçırınca yemeği güzel olmayan bir ev kadınının kendini kötü bir anne ya da kötü bir eş olarak algılaması gibi örnekler, sahip olunan özellik ve rolleri ayırmamaktan kaynaklanmaktadır.
Bu bireyler için sahip oldukları her şey benliklerinin bir parçasıdır. Ondan dolayı en küçük bir kayıp ya da eleştiri, kişide onarılmaz yaralar açar ve çatışma yaratır. Yukarıda belirttiğimiz kalıplaşmış düşüncelerin biri veya birkaçının bulunduğu kişi rahatlıkla iletişim çatışması yaşayabilmektedir.